Alevi Oruçlarında sahur, iftar, oruç açma ve yeme içme hakkında...

Alevi Oruçlarında sahur, iftar, oruç açma, yeme içme hakkında ve dualar...
Manevi değerlerimize, sahip çıkalım...
* On Iki Imam, matem ayına yönelik paylaşımlarımız; Deyiş, Duaz-ı Imam, Mersiye, Ağıt, aydınlatıcı bilgiler olmalıdır.
* Küfürbazlık, kırıcı hitap ve yaklaşımlardan uzak durulmalıdır.
* Kimsesizlere, yardıma muhtaç insanlara yardımcı, yetim çocuklara merhametli, hayvanlara, çevreye karşı sorumlu, Anne ile babaya saygı ve hürmetli davranılmalıdır.
* Herşeyden önce bir insanoğlu olduğumuzu unutmayalım, maddiyattan önce manevi değerlerimize sahip çıkalım.  

Bu duygularla On Iki Imamlarımıza en güzel muhabbeti, ibadeti, orucu ve matem hizmetimizi yerine getirmiş oluruz. 

Sahura kalkmak hakkında...
Arapça „sḥr” kökünden gelen “saḥur” “Tan ağarması” demektir. Türkçe karşılığı ise; "seher vakti yenen yemek" demektir. Gün doğmadan önce yenilen yemeğin adıdır. Bu durum, aleviler için hiç bir şekilde geçerli değildir.  

Çünkü Alevi oruçlarında, sahura kalmak yoktur. Yemek, bir kereye mahsus yiyilir. Döne döne yemek yeme, amaca ve niyete uygun değildir. Güneş henüz batmadan oruç açılır ve ertesi günün akşamına kadar. 

Iftar kelimesi hakkında...
Iftar - Kelime Etimolojisi, kelimesinin kökeni; Arapça “fṭr” kökünden gelen ifṭar "kahvaltı etme" sözcüğünden alıntıdır. Şimdi de fatr kelimesinin manasına bakalım. 

Arapça faṭr veya fuṭur "yarma, yaratma, doğurma". Bu sözcük Ibranice ve Süryanice "açma, çözme, serbest kılma" kökü ile eş kökenlidir. Görüldüğü gibi “iftar” dini manada oruç açma yemeğiyle bir alakası yoktur. Dini anlamda “oruç açma yemeği” manası, zamanla yüklenmiştir. 

Doğru hitap „Orucumu veya ağız mühürümü“ açıyorum hitabıdır. Dolayısıyla Aleviler “iftarımı” açıyorum yerine “orucumu veya ağız mühürünü” açıyorum derler.  

Oruç veya ağız mührünü açma saati hakkında...
Niyet, oruç veya ağız mühürü açmak için güneş ufuktan kaybolmadan evvel yani havanın kararması dikkate alınır. Şayet bu mümkün değilse, yörenin saat düzeni dikkate alınır.  

Güneşin tam batmaması gerekçesi...
Pir Imam Hüseyin’nin mübarek başı, güneş batmak üzere iken katil Şimr tarafından vücudundan ayırarak katledilmiş olmasındandır.  

Pir Imam Hüseyin, Kerbel’a sahrasında katledilirken güneş tam anlamıyla batmamış olması durumu, sadece On Iki Imam matem ayı için geçerlidir. Diğer Alevi oruçlarında ise, durum tam tersinedir yani tutulan orucun ağız mühürü, güneşin batımından sonra açılır. Bu durumda Güneşin batımı dikkate alınır ve herkes kendi iradesi doğrultusunda ağız mühürünü açabilir. 

Dolayısıyla Oruç açmak için top sesi, ezan sesi gibi işaretler baz alınmaz. Bunun dışında saat ile dakikayla niyet etmek, oruç açmak veya sahura kalmak gibi dayatmalar On Iki Imam matem ve matem orucu geleneğiyle bağdaşmaz.  

On Iki Imam Ayı’nda, su ve yemek konusu hakkında...
On Iki Imam matem ayında, matem ve oruca niyet konusunda sağlık yani ilaç, şeker ve benzeri durumları, mesleki durumlar gibi zorluklar ve sorumluklar doğal olarak ihmal edilmemelidir. Matem ve matem orucu sağlığımızı bozmayacak, okul ve iş yaşamımızı aksatmayacak biçimde gönül rızalığıyla yerine getirilmeli ve tutulmalıdır. 

Matem ve oruçdaki amaç, nefse hakim olmaktır. Dolayısıyla Kerbela katliamını beyinde, kalpte ve yürekte his etmek için nefse hakim olmaktan geçer. Lakin, metropollerde iş şartları göz önünde tutulursa, istisnalar olabilir. Her kes mümkün oldukça, tüm zorluklara rağmen, belirtilen şartlar doğrultusunda hizmetini yerine getirilmesi makbul ve yerindedir. 

Yemek hakkında…
Et veya etli yemeklerden uzak durulmalıdır. Bunların yerine bir çok yemek çeşitleri söz konusudur. Fakat etsiz yapamam, yaşıyamam diyen canlarımız, oruç tutmaktan uzak durmalıdırlar. Çünkü matem ve oruç, rızalık işidir. Kişinin rızası olmadan tutmuş olduğu oruç, anlamına ters ve kabul olmaz.  

Göstermeklik ve çeşitli yemeklerle donatılmış sofrafların yerine basit ve hafif yemekli sofralara önem verilmelidir. Çünkü sağlık açısından yemeği aşırı derecede yememekle beraber sadece bir kez yenilir. Döne döne yemeğin yenmesi manaya ve niyete uygun değildir. Diğer bir manada ise, açlığı hisetmektir. Dolayısıyla nimmetlerin değerini, kıymetini bilmek ve Allah’a şükür etmektir. 

Su hakkında…
Vücudun su ihtiyacını, su yerine meşrubat, çay, ayran, vs. ve sulu yemeklerle karşılanmalıdır. 

Kaza orucu hakkında…
Alevi inancında kaza orucu, söz konusu değildir.  

Matemimiz, orucumuz, lokmamız, ibadetimiz ve dualarınızın Canab-ı Hakk’tan kabulünü dilerim. Canab-ı Hakk yardımcımız, Muhammed Ali haldaşımız, Ehli Beyt yol göstericimiz, Hızır yoldaşımız ola. 

Pir Imam Hüseyin’e, O’nun soyuna ve dostlarına selam olsun! Mervan’dan yezid’e, Yezid’den günümüz yezidlerin zihniyetine yüz bin kere lanet olsun.
Allah Allah, Hakk eyvallah…