Hz.Muhammed’in, evlilikleri hakkında.
Hz.Muhammed’in, evlilikleri hakkında.
Hz.Muhammed, milaadi 20 Nisan 570 tarihinde Mekke’de doğmuştur.
25 yaşlarında iyi bir tücar ve iş adamı olan Hz.Muhammed, o küçük yaşlarda „al-amin“ (inanılır, güvenilir) olması; 40 yaşındaki Kervan sahibi olan Hadice Ana’nın, dikatini üstüne çekmiştir. Hadice Ana, zengin ve saygı gören, kervan sahibi bir kadın imiş.
Hadice Ana, Hz.Muhammed’e duyduğu güvenden dolayı, Mekke ve Suriye Kervanı’nın sorumluluğunu kendisine vermiştir.
Hz.Muhammed, Mekke ve Süriye seyahattından dönünce Hadice Ana, kendisine evlenmeyi teklif eder. 25 yaşındaki Hz.Muhammed, kendisinden 15 yaş büyük olan 40 yaşındaki Hadice Ana ile evlenir. Ve bu evlilik 25 sene yani Hadice Ana’ın Hakk’a yürümesine dek sürer.
Lakin Hz.Muhammed’in zenginleşmeye doğru gitmesine rağmen, kendi hayatından memnun olamamıştır. O gün ki, iki yüzlü çirkin toplum yaşamından uzak; Doğanın, tabiatın sesizliğini tercih edip, dağlara çekilir. 15 yıl boyunca nefsiyle mücadele ettikten sonra, 610 yılında Hira dağına geri çekilip, kendini ibadete vermiştir.
Hz.Muhammed, peygamberliğni açıklanmasiyle beraber görevi; Toplumda sosyal reformlar yapmak, sosyal dengeleri sağlamak ve Hakk terazisinin doğru tutulmasını sağlamaktır.
Hz.Muhammed cahiliye devrinde ki, Arap adetlerini yerle bir etmiş ve yerine yaptığı medeni devrimlerden bazıları;
* Araplar, kız çocuklarını diri diri toprağa gömme geleneği.
- Hz.Muhammed; Kız çocuklarının, diri diri toprağa gömülmesine karşı çıkmış ve bu geleneği ortadan kaldırılmasını sağlamıştır.
* Kölelik, geleneği.
- Hz.Muhammed kadının, ikinci sınıf olmadığını kızı Fatma Ana’ya; „Ümmi Enbiya” yani babasının annesi demiştir. Ve yine Fatma Ana; Babasının huzuruna vardığında Hz.Muhammed, hürmetten ayağa kalkıp kendisini öper ve halhatır ettikten sonra yerine otururmuş.
* Evlilikte, kadın hiç bir hakka sahip değildir.
- Hz.Muhammed’in, evlilikte gerçekleştirdiği devrim; Kadının, bağımlılıktan kurtulması ve özgürce yaşıyabilmesi için, erkeğin mirasından yararlanması sağlanmıştır. Bununla birlikte, kadın ile erkek arasında ki egemenlik duvarı yıkılmıştır.
* Kadının, ikinci sınıf ve hatta mal, mülkle bir tutulması.
- Hz.Muhammed; Evlilik müessesini kutsayarak „Cennet, kadınların ayakları altındadır“ diyerek, kadının değerini ortaya koymuştur.
Dolayısiyle kadının, ikinci sınıf olmadığını,, Hz.Muhammed; Kızı Fatma Ana’ya „Ümmi Enbiya” yani babasının annesi demiştir. Ve yine Fatma Ana; Babasının huzuruna vardığında Hz.Muhammed, hürmetten ayağa kalkıp kendisini öper ve halhatır ettikten sonra yerine otururmuş.
* Kadının, cinsel bir objeden ibaret olması.
- Hz.Muhammed; Kadının sadece bir cinsel objeden ibaret olmadığını, kendisinden 15 yaş büyük olan Hadice Ana ile evlenmesi en güzel cevaptır.
* Ibadette haremlik, selamlık adeti.
- Hz.Muhammed, bütün insanlara peygamber olarak gönderilmiştir. Sadece erkek veya kadına değildir. Diğer bir gerçek ise; Hadice Ana dolayısiyle bir kadının ilk olark, Hz.Muhammed’in peygamberliğini kabul etmiş olmasıdır.
* Arap ırkının, diğer ırklardan üstün tutulması.
- Hz.Muhammed; Arap ırkının, diğer bir ırktan üstün olmadığını yani Alevi deyimiyle 73 milletin aynı nazarda görülmesi gerektiğini; „Arabın Aceme, Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur“ sözüdür. Diğer bir amaç ise; Insanların dinlerinden, ırklarından, inançsızlıklarindan veya başka nedenlerden ötürü hor görülmemeleri ve hoşgörü, birlik ve beraberlik içinde yan yana yaşamalarıdır.
* Toplumdaki, gelir dağılımının adaletsizliği.
- Hz.Muhammed; Sahiplenmek, paaylaşmak ve hayatın her alanında birbirine destek olabilmek için; Kırklar Meclisi’nden Medine’ye dönünce halkı toplayarak; Herkese birer ahiret, birer tarikat kardeşi edinmelerini söyleyip. Mümkün olduğu kadariyle bir yerli ile bir muhacirin(sonradan yerleşmiş), bir zengin ile bir fakirin müsahip (ahiret kardeşi), olmasını kural koymuştur.
* Dul kalan kadınların toplumdan dıştalanması, hor görülmesi, fuhuşa itilmesi.
- Hz.Muhammed; Maddi olarak gücü ve imkanları yerinde olan erkeklerin; Savaşta, kocalarını kaybeden kadınlara sahip çıkma ve onları, korunması altına almalarını buyurmuştur.
Burdaki amaç; Kadınların geçimini sağlamak ve aynı zamanda fuhuşu önlemektir. Böylece de, toplumdaki ahlaki değerlerini koruması amacı güdülmüştür. Ne yazık ki zamanla birileri, bu evlilikleri sevk amaçlı olarak algılamışlardır.
* Kız çocuklarının ve hatta toplumun çoğunluğunun, ilim ve bilimden uzak tutulması, vs.
- Hz.Muhammed; Toplumdaki cehaletin giderilmesinin, yanlız ilimle mümkün olduğunu; „İlim çinde de olsa, gidin alınız“ söylemiş olduğu sözüdür.
Putperest olan Kureyş kabilesi, putlara tapma inancının sonu olduğunu bildiklari için; Hz.Muhammed’in peygamberliğini kabul etmedikleri gibi, tek tanrı dini islam’ı da kabul etmemişlerdir.
Dolayısiyle Kureyşlilerin bu planını engellemek için, Hz.Muhammed bir sihirbaz olduğunu insanlara anlatmaya çalışmışlar ama anlatamamışlardır. Bu arada Kusay, Kureyş kabilesini birleştirip, büyük kavim yapan kişidir.
Hz.Muhammed’in amcası Abdullah Mutalip, Ebu Talip ve Hadice Ana’nın ölümü, Hz.Muhammed’i çaresiz kılmıştı. Bu çaresizlik karşısında, bir grup yandaşlarını Abasiya ülkesine göndermiş ve Hırıstiyan’ların içinde yaşamayı göze almıştır. Bunun sebebi ise eğer Mekke’de kalmış olsaydı, Kureyş kabilesi tarafından öldürüleçekti.
Kureyş, Abbasi ve bunlara yandaşlık yapan diğer kabilelerin zulüm, baskı, islam dinini sekteye uğratma girişimleri ve öldürmeye kalkmaları sonucu, Hz.Muhammed peygamberliğin Hicretin 13 yılında, 23 Eylül 622’de Mekke’den Yatrib’e (Medine) hicretiyle, on üç yıllık Mekke dönemi sona ermiş ve on yıllık Medine dönemi başlamıştır.
40 yaşında peygamberlik sıfatına erişen Hz.Muhammed’in peygamberlik devri, Hicri 610 yılından, 632 yılına kadardır. Dolayısiyle 22 yıllık peygamberlik devresinin 12 yılı Mekk’e de ve 10 yılı ise, Medine’de geçmiştir.
Yatrib (Medine)
Hz.Muhammed’in Yatrib’e yerleştikten sonra, köyün ismi değiştirilmiştir. Yatrib yerine Medine olmuştur. Medine anlam olarak; Peygamberler diyarı anlamına gelir. Medine’de yaşayan farklı etnik ve din toplulukları için; Medeni, Hukuk ve Adelete dayalı bir kanun ve kurallar getirmiştir. Bu adeletli kurallar daha sonraları dünya insan hakları için, temel ilkeler haline getirilmiştir.
Bu kuralların amacı, insanlar arasında ki farkı kaldırmaktır. Alevi deyimiyle, 73 Mileti bir nazarda görmek; Eşitçi, adeletli, hukuka dayalı, köle devrine son verme, vs. dönemi başlamıştır. Farklı etnik kabilelerin, birbirleri ile savaşmadan (Yahudiler, Hırıstiyanlar ve Medineye göç edenler) yan yana huzur içinde yaşamaları güvence altına alınarak karara alınmıştır. Hz.Muhammed’in bu medeni kuralları, islam dininin hoş görüsünü, yüceliğini ve zorbalık dini olmadığının ispatıdır.
Maalesef bütün bunlara rağmen; Kureyş, Abbasi ve bunların yandaşlık yapan kabilelerin baskı ve zulümleri, hicretten sonra da devam etmiştir.
* Hz.Muhammed’in evlilik tarihi; Miladi, 595 yılıdır.
* Kendini ibadete verme tarihi, miladi 610 yılıdır.
* Hz.Muhammed, 613 yılında peygamberliğni açıklar.
* Temmuz 622 yılında Mekk’eden Medine’ye göç ediliyor.
* Bedir savaşı, Miladi 13 Mart 624.
* Uhut savaşı, 23 Mart 625.
* Hendek savaşı, Miladi 31 Mart 627.
* Hudeybiye barış antlaşması, Nisan 628.
* Hayber’in fethi, Miladi Mayıs 629.
* Mekke’nin Fethi, Miladi 11 Ocak 630.
* Huneyn savaşı, Ekim 630, vs. ve
* Hz.Muhammed, 08 Haziran 632 yılında Hakk’a yürümüştür.
20 Nisan 570 günü doğmuş ve 08 Haziran 632 günü Hakk’a yürümüştür. 62 senelik hayat mücadelesinde, Hakk ve hakikattan yana; Haksızlığa, adaletsizliğe, zülme, vs. karşı, yanı sıra yapılan medeni reformlara karşı çıkan Kureyş, Abbasi ve yandaş kabilelere karşı verilen savaşlar, diğer taraftan da 15 yıllık nefsi kötülüklerden arınma mücadelesi vermiş olan Hz.Muhammed,e şehvet düşkünüdür, „9 yaşında ki bir kız çocukla evlenmiş“ gibi iftiralar atmak, tamamen akıl fukaralığından kaynaklanmaktadır.
Bizce burda Hz.Muhammed’e, O’nun reformlarına ve islam dininin yayılmasına engel olamıyanlar bu gibi iftiralarla küçük düşürmek, hiçe saymak, daha doğrusu insanlık onuru için verilen mücadeleyi anlamsız kılmaktan öteye değildir.
Bu durum, günümüz de daha iyi anlaşılmaktadır. Dindar değil, dinci kesim kendi şehvet tutkularını kontrol altında tutamadıkları için; Akıl ve mantıktan öteye, insanların manevi dayanağı olan dini kullanmaktalar. Şehvet konusunda, sıkıntıya düştüklerinde; „Ne var bunda? Ümmetin Peygamberi Hz.Muhammed de çok evlilikler yapmış, 9 yaşında ki bir kız çocukla evlenmemiştir“ deyip kendi rezilliklerini, ahlaksızlıklarını, düşkünlüklerini kapatmış oluyorlar. Bundan dolayıdır ki Hz.Muhammed’i kullanmak için, bu gibi iftiralara karşı çıkmamış ve dahası tarihi gerçekleri bilinçli olarak saptırmaya devam etmişlerdir. Diğer bir deyimle Allah’ı, Allah ile kandırmaya çalışmışlardır. İşte Allah da bunların bu çirkin amellerini, günden güne daha net bir biçimde ortaya koymaktadır.
Verilere göre Hz.Muhammed, 9 ile 19 arası evlilik yapmış iddiaları söz konusudur.
Hz.Muhammed; Miladi 570 yılında doğmuş ve Miladi 632 yılında Hakk’a yürümüştür.
Hadice Ana; Miladi 555 yılında doğmuş ve Miladi 620 yılında Hakk’a yürümüştür.
Hadice Ana’nın ve Hz.Muhammed’in Hakka yürümeleri arasında, 12 yıl vardır.
Iddialara göre, 22 senelik peygamberlik döneminde; Yapılan göçler, savaşlar, sosyal reformlar, sosyal dengelerin sağlanması, ilim irfan mücadelesi yanı sıra Hz.Muhammed, her yıl takriben birden fazla kadınla evlenmiş olması gerekir ki, bu iddiaların doğruluk payı olsun. Bunun da, ne akıl ve ne de mantıkla bağdaşacak bir yönü vardır.
=Seyyid Hakkı=