14- Hallac-ı Mansur’un Vasiyeti
Hallac-ı Mansur’un Vasiyeti
Hallac-ı Mansur, size uzleti ve yanlızlığı, vaktin sonsuzluğunda devamlı zikretmeyi, her namazda Kur’an okumayı ve misvak kullanmayı tavsiye etti.
Hallac der ki; Kim kalbe gelen düşünceler esnasında Allah Teala’yı manevi olrak murakabe ederse (Manevi olarak gözlemlerse) de Allah bütün organlarının hareketi esnasında onu masum kılar.
Hallac’a vecd hakkında soruldu. Hallac şöyle cevap verdi: Vecd, sırlarda ortaya çıkan bir heyecandır. Şevki meydana getirir ve vücüdun organları vecd’den dolayı ürperir. Yahut kalbe doğan manevi düşünceler esnasında kişi vecdden dolayı hüzünlenir.
Hallac’a hicap (perde) hakkında soruldu. Hallac dedi ki; Hicab, kasteden ile kastedilen arasında bir perdedir.
Hallac’a sevgi hakkında soruldu. Hallac cevap verdi: Sevgi, sevenin üzerini tamamıyla kaplayan bir haldir. Öyle ki Allah’ın dışında arzulayacağı başka hiçbir şey görmez. Ve devamla demiştir ki; kim Hakk’a iman nuruyla yaklaşırsa, o, güneşe yıldızların ışığıyla ulaşmak isteyen kimse gibidir.
Ahmed el-Kevkeb el-Vasıti der ki:
Hallac’la yedi yıl arkadaşlık ettim. Onda gördüğüm tek şey, tuz ve sirkeden başka hiç bir yiyecek tatmamasıydı. Üzerinde tek parça bir cübbeden başka hiç bir şey yoktu. Başında ise sadece bir takke vardı. Geceoleri hiç uyumazdı. Ancak gündüzleyin çok az bir vakitde uyurdu. Ramazanın ilk günü niyet eder, bayram günü iftar ederdi. Her gece kıldığı iki rekat namazda Kur’an’ı tamamını okurdu. Ve hergün 200 rekat namaz kılardı. Bayram günü siyah giyinirdi. Hallac der ki: Bu siyah elbise, davranışı kendisine yansıyan kimsenin bir alametidir.
Hallac şöyle dedi:
Ey kavmim, Allah, beni benden alınca ve beni benden yok edince, sonradan olan varlığımın nitelikleri darmadağın oldu. Sultan olan Allah kıdemiyle (ezeliliği ve ebediliğiyle) ortaya çıkınca, sanki benim sonradan ortaya çıkan varlığım, hiç var olmamış gibi oldu. Ve ezelilik ve ebedilik daima baki kaldı. Sonra benim enaniyetim (benliğim), onun enaniyetinde (benliğinde fani (yok) oldu. Ve benim hüviyetim (kendiliğim) onun hüvviyetine 8kendiliğine) karıştı. Ve nasutiliğim (beşeri varliğim) onun lahutiliğinde (ilahi varlığında) darma dağınık oldu. Sonra, bakındım ve O’ndan başka hiçbir şey göremedim. Ve O’ndan başka hiçbir şey işitmedim. Ve konuştuğumda O’ndan başka hiçbir şey dile getirmedim. Ve dedim ki, “Ene Hüve (Ben O’yum)”. Şayet ben “Ene-l Hak” (Ben Hakk’ım) deseydim, Hakk’tan ayrılmamış olurdum. Çünkü onun sevgisi üzereben Hakk’ım. O ise, kendi mülkiyetinde Hakk’tır. Ben sarhoş ve daha sonra da onun sırrı üzerine bulundumsa, benim vecdim onun vücuduyla (varlığıyla) kesinlikle içiçe geçmiş demektir. Ve benim sınırım O’nun varlığı üzerine olmuştur.
Hallac’ı Mansur şu beyitleri söylemiştir:
Ey güvendiklerim, beni öldürünüz
Benim ölümümde hayatım vardır
Benim hayatım ölümümde
Ve ölümüm hayatımdadır
Ben, O’nun bana bahşetmesi sayesinde varolan
Zatımın yokoluşu halindeyim
Benim sıfatlarımın var kalması ise
Kötü amellerin çirkinliğindendir.
(Arapçadan çeviren: Selim Atay)
Kitap: Tavasin
Yazar: Hallac-ı Mansur
Ekleyen: Seyyid Hakkı