Hz.Muhammedin Tuba Ağacı ile Tariklenmesi
Hz.Muhammed'in Tuba Ağacı ile Tariklenmesi
Elma yedikte izzet ve azamet galip olup Canab-ı Allah´tan izzet ve hitab geldi. Ya habibim, Muhammed Mustafa. Senin ile bizim aramızda muhabbet hasıl oldu, nazardandır. Tarik altından geç ki, ta kıyamete değin aramızda ağyar olmasın. Sende cevr, bizde sitem zulüm olmaya dedikte, ve Hz.Muhammed Mustafa hemen, Hak taala´nın huzuruna geçip durdu. Hak taala cennet´in şahı olan Rıdvana emreyledi. Firdevs´i âlânın has bağından, Tuba Ağacından bir çatal çubuk getir dedi. Üç zira uzunu idi. Ve kabzasında yedi ayet Fatiha suresi yazılmıştı. Ve bir çubuğunda yedi Ayet tebareke yazılmıştı. Ve bir çubuğunda; sure-I en´am ve altı ayet yazılmıştı.
Hz.Muhammed Mustafa, Hak taala´nın teşhide oturup, Hak taala kendi kudret eliyle «La feta illa Ali, la seyfa illa Zülfükar. La ilallah Muhammed´ün Resulullah, aliyyün veliyullah. Mürşidi kamilullah nasrun min-Allah-i ve fethün karip ve beşşiril mü´minin. Ya Muhammed ya Ali» deyip, gülbenk çekti. Hz.Resulün bir kerre mübarek arkasına vurdu. Çubuğun kabzasından yedi damla nur hasıl oldu. Onlar yediler idi. Ve altı damla nur çubuğun sağında ve altı damla nur solundan hasıl oldu. Onlarda oniki imamlar oldular. Ondan sonra Hz.Resul varıp bir tas bal ve bir kadeh süt bir elma niyaz getirdi. Hak taala iş bu ayeti kerimeyi buyurdu:
Bakara süresi 165.Ayet:
Ve minennasimen yettehuzü min dünillahi endaden yuhibbünehüm kehubillah, velleziyne amenü eşeddü hubben lillah ve lev yerelleziyne zalemü iz yerevnel´azabe ennelkuvvete lillahi cemiy´an ve ennallahe şediydül´azab.
Türkçesi:
Bazı kişiler var ki, insanların içinde
Tanrı´ya emsal tanır Tanrı´dan gayrisinde,
O´nu ne yapar, yapar Tanrısı gibi over.
Sanki Tanrı´sı olmuş Tanrısı gibi sever.
Bir de imanlıya bak, Rabbini seven adam,
Bu sevgisi her şeyden kuvvetli, daha sağlam.
Tanrısına eş koşan, ona ortak tanıyan,
Zalim olup azaba uğrayacaktır inan.
O zaman bütün kuvvetve kudrettinsadece,
Tanrı´nın olduğunu bulsalar bu derece.
Ve görselerdi azab ne büyük ne şiddetli
O anda pişman olur düzelirlerdi belki.
Ali imran süresi 31. Ayet:
Kul in küntüm tahibbünallahe fettebi´üniy yuhbibkümullahü ve yağfirleküm zünübeküm, vallahü gafürün rahiym.
Türkçesi:
De ki; eğer siz Tanrı´yı severseniz yürekten,
bana uyun ki, o da sizi sevsin cümleten.
Bütün günahınızı bağışlasın ne iyi,
tanrı yarğılayıcı, Tanrı rahmet ede.
Ayeti okuyup gülbenk eyleyip ol niyazı hakladı ki, yevmül kıyamette muhabetli kulların halveti hası edip ol niyazı konukluk etse gerekir. Bundanda anlaşılıyor ki, bir sufi, bir müslim ile muhabbet olmak dilese, piri kamil nazarında iki dizi üzerine çöküp üç defa üç til çabuk ile vurup bir tas süt ve bir tas bal ve bir elme niyaz getirip gülbenk edip mürşid´den, mürebbiden, rehberden, müsahipten, aşinadan, meşrepten, mümindenve müslimden bir kimseye cevap etmeyip korkusuz ola.
Hz.Resul, miraca vardıkta Hak taala yetmiş yedi kere zatında muradın verdi. Asla bir cevap etmedi. Eğer muhabbet bu erkan üzere olmasa ibadetleri ve hayırları kabul değildir. Niçin ki Allah Muhammed Ali´nin muhabetlerine sitem çekmiş olur, yezid olur. Zira Allah-u taala mümin ve müslüm, derviş ve sufi kullarına yedi kimsenin suretinde görünür. Birinci: kendi suretinde. Ikinci: üstad suretinde görünür. Üçüncü: pir suretinde görünür. Dördüncü: kendi sevdiği surette görünür. Beşinci: ondört yaşında masum-u pak suretinde görünür. Altıncı: muhabbeti suretinde görünür. Yedinci: otuzüç yaşında cennet ehli suretinde görünür.
Imam Cafer-i Sadık BUYRUĞU
Hazırlayan: Adil Ali Atalay, Can yayınlar, 5.Baskı
Ekleyen: =Seyyid Hakkı=