Alevilikte Inanç - Seyyid Hakkı sayfamızı önerelim ve yönlendirelim. Seyyid Hakkı, 1965 Dersim doğumlu ve Ehli Beyt yazarı, Seyyid Seyfettin Ocağı evlatlarındandır. Aşk ile Canlar...
Seyyid Hakkı
Seyyid Seyfeddin Ocağı

Rıza (Rızalık).



Rıza (Rızalık)
Ve bir kavilde, imam Cafer Sadıkbuyurur ki: eğer pir, eğer talip, onlara şöyle gerektir ki yoldan dönmeyeler, tarikatten ve hakikatten hergiz çıkmıyalar. Ondan sonra dembedem rıza hasıl edeler. Ve Rızadan dönmeyeler. Ve bir dahi, mürebbi müsahip onlar dahi, öyle gerektir ki,  evliyanın ayin´i erkanı ve mürşidin sır nefesi yerini ala. Birbirinin yurduna oturup ondan sonra terk-i mal, can, dünya, bed fiil, hava bunlaı terk edip ve teslim-I rızayı Kabul edip rıza kapısında olmasalar ve erkanı şeriat, erkanı tarikat, erkanı marifet ve erkanı hakikat ile rıza gösterip teslim olmasalar, gerek pir, gerek talip ikrazları caiz olmaz.

Ve bir kavilde imam Cafer Sadık buyurur ki; bunlar yoldan erkandan düşkündür. Cemden rededip koymayasınız. Tercüman ve kurban yedirmeyesiniz ve erkan çalışmayasanız. Müsahipler, pirler, halifeler ve talipler cümlesi Muhammed Ali yoluna ikrar verip iradet getirenlerin birbirine dahi teslimleri olmasa ve yola teslim olmasalar, erkane teslim ve tarikata ve hakikate kail olmasalar, mürebbisini ve müsahibini hak bilmeseler onlar yezidi pelid olurlar. Ve hem yüzleri karadır. Yarın Hak divanında hınzır sıfatında koysa gerektir.

Imam Cafer Sadık buyurur ki; ol kimseler ki, evvel gelip ikrar verdiler ve talip oldular, mürebbiye ve müsahibe yettiler. Onlara gerektir ki, tarikatın, hakikatin, edeplerin, erkanların, farzların ve sünnetlerin kabul edip Muhammed Ali yoluna ve erkanına boyun eğip iradet getireler ki mümin ve müslim bacı yoldan rızasız iş işlemeye ki ikrarları caiz ola. Zira rızasız yol olmaz. Çünkü yol erkan Hak taalanın evidir.

Şimdi gerektir ki, talip, müsahip, mürit ve muhip Hak taalanın emridir. Ve hem erkanıdır. Erkan kadımdir. Rızasızlık, Hak taala´nın emridir. Sakınıp korkmak gerektir. Zira Hak taala Havf Havfullah demiştir. Gerektir ki, her kim olursa olsun çünkü evliyayamuhiptir. Muhammed Ali yoluna can ve baş veren ehli hak olan mümin ve müslim bacılara şöyle gerektir ki, mürebbiden, müsahipten, aşinasından ve meşrebinden cayıp kendi başına iş tutup yoldan dışarıiş işlerse, dört kapıda hizmeti kabul olurmu? El cavap; olmaz. Zira ki dervişlerve talipler çok hikmettullah rızasız bir şey hasıl kılmamıştır.

Zira Muhammed Alinin yolu Hak taalanın nurudur. Ve hem evliyanın sırrıdır. Sır olan nur olur. Nur olan dört kapıda, kırk makamda oniki farzı  kifayede onyedi erkanda bir mümin ve müslim rızasız bir lokma verse ve yedirse şeriatta asi olur., tarikatte ve hakikatte katli vacip olurmu? Cevap; olur. Tarikatte ve hakikatte murdat olur. Ve yüzleri kara olsa gerektir. Ve hem yol uğrusudur. Yezid sufi yol uğrusudur, yüzü kara hükm olunur. Öyle sufinin hayrından rızasız lokma haramdır ve çiğdir.


Haram yiyen Yezid´dir. Ne erkanı ne yolu olur, sakınasınız. Iş (suç) işlemiyesiniz, rızasız lokma yedirmiyesiniz. Dahi pişirdikleri haramdır. Ve onunla olan evlat zinadır, merdut ve minafıktir. Hakkında buyurmuştur: pir olana gerektir ki, iptidadan mürebbiye ve musahibe yetürmek erkanı kadimdir. Gerektir ki, talip olana ve pir olana, mürebbi, tarikatmarifet, sırrı hakikat bunların ve ahkamların, farzın ve sünnetin  öğreteler. Ve hakikat doğru rahı kadimdir. Ve hem doğru binadır. Çünkü Muhammed Ali yolu cümlesinden uludur.ve hem kadimdir.


Hakkında buyurmuştur; «O öncesi olmayan yücedir. Ve o yüce Ali´dir»
Çünkü enbiyalar ve evliyalar yoludur. Evet dahi pirler iradet getirip, ikrar verip biat kılalar ki, sonra talibe ve sufi´i sadık olan müminlere pir olan kimseler öğreteler. Muhammed Ali yolu nedir varalar dahi yoldan çıkmıyalar. Zira ki, evliya yolu, erkanı ve buyruğu rıza ile, icazet ile olur. Onlar dahi birbirleri ile müsahiptir. Hakkında buyurmuştur. Onlar, bilin ve agâh olun ki, bu yolun korkusu, bu yola rıza ile varmakve icazet ile olur. Talip olan yola varalar, yoldan çıkmıyalar. Pirden rızasız gezmiyeler. Zira, rızasız işlerin küllisi haramdır. Mürebiye ve müsahibe kail olasınız.


Imam Cafer Sadık buyurur ki; Muhammed Ali yolunda şöyle buyurmuştur ki, diniküm-imaniküm demiştir. Çünkü, pir dindir, müsahip imandır. Ol talipler ki, dinden döndü, pirden döndü, müsahipten döndü, imandan döndü ve imam Cafer Sadık buyurur ki, din Muhammed ve iman Ali´dir. Dinden imandan dönen talipler Hak´tan dönmüşlerdir. Onlar dahi şeriatta kafir oldu. Tarikatta merdut ve hakikatte murdat olur. Ve bir dahi, «Haşa ve kellâ estagfurullah el azim küllü min zalike» bir adam dine, imana söğse, kendi pirine söğmüş gibidir. Neuzubillah, gerek mümin ve gerek müslim onların ikrarları caiz değildir. Ol yola sığmaz. Ceme koymayasınız. Onlar Yezid´den beter Yezid´dirler. Onlar Hakk´I group inanmayan; onlar hakkında euzubesmele okumak erkandır. Lanet olsun.Hakk´ında buyurmuş ki; «Hain olan kavme Tanrının laneti olsun» onlar ile bile ceme outran ve kurban yiyen ve erkan çalan merdud münafıktır, diye buyurmuştur.


Imam Cafer Sadık buyurur ki; bir müsahip bir müsahibe gönül vermedi, o kimse, imam Cafer kavlinde müsahip değildir.talip o dur ki, yola talip ola ve hem yola boyun vere ve erkandan çıkmaya. Haktan yüz çevirmiye. Talip, Cebrail aleyhisselamdır. Şimdi, talip dediğin Cebrail gibi gerekrir ki, talip olalar kalıp olmayalar. Niyazları Hak katında
Kabul ve makbul ola.müsahip diye hakikate girene ve bir dilden ötene derler. Hakikat Hak yoludur. Hakikate giren taliplerin bütün işleri Hakka layık olmak gerektir ki, onlara dahi talibi alet tercüman derler. Güruhu naci katarında ona ismi Şah talibi derler.

Imam Cafer Sadık buyurmuş ki; gerek pir, gerek talip ve gerek mühip, onlara gerektir ki, zikri haktan olmayanlar ki; zikri Hak, tevhittir. Hali olmak erkan değildir. Ustadın nefesini söylemek ve söyletmek erkanı kadımdir. Şimdi, ehli tarikat olan talipler, pir nefsini haklıyanlar, ve rızayı gözliyenler, rızadan kaçmıyanlar ve pir olan dahi rızasız kaçmıyalar. Ve pir olan rızasız işleri olsa tarkatte murtad olur. Ve hem dahi yol basmıştır. Onların yedikleri haramdır. Zira ki tarikatı, hakikatı ve erkanı yoktur.


Ve müslüman bacılar ki, gelip ikrar verip biat ettiler,  o bacılar, müminlerden ve pirlerden rızasız iş işlerse ve lopkma yedirseler şeriatça boş olur. Onu dahi siyaset etmekerkanı kadimdir. Tarikata sığmaz. Öyle olan bacılarıyer gök
Kabul etmez. Ve o müslim bacının lokmasını kim yerse Yezid´dir. Ve hem lanette vaciptir. Yoldan ve dinden düşkündür. Talip gerektir ki rızadan çıkmayalar. Dembe dem rıza ile, icazet(hizmet) ile olalar, rızadan çıkmayalar. Daim murad kapısında olalar. Pirden, müsahipten, yoldan dönmiyeler ki, ahiret azabından, dünya kazalarından ve belalarından emin olalar.

Muhammed Ali divanından mahrum kalmıyalar. Muhammed Ali´nin  buyruğunu yerine getireler ve bağlı kalalar ki, şeramser olmıyalar. Imam Cafer Sadık buyurmuş ki: pir olan kimseler dört kapıda, kırk makamda, onik farzı kifayede on yedi erkanda her vücudu kamil ola ki, onun dahi pirliği caiz ola. Mürüvvet madeni ola.


Bir talip nefsini zaptetmezse, rızasız lokmaya el sunsa ve yahut kendi hatunun koyup gayri hatuna varsa, cezasi doksandokuz Tarik vuralar. Kırii şöyle vuralar ki, kendine kar
ede. Bakisini dahi yüz görmeye tarikatta, yüz gören hakikatte cüdam olur. Nezir flör beş, kurban üç. Bir sufi bir sufinin rızası yoksa, incites, o yıktığı yeri yapmayınca onu mürşit, mürebbi, pir, rehber Kabul etmeyeler. Eğer onlar dünye cifesine tedip Kabul ederlerse, sufiler Kabul etmeyeler. Ve eğer bir sufinin hak ile kendi arasında bir günah olsa piryamacına gelip yarlığına onu bir dahi sormak erkan değildir.

Eğer bir talipte kul hakkı olsa, hak sahibi razı olmadıkça, ol talibi görmeyeler. Ve dahi ceme düşen sohbeti pir yanlız görmek erkan değildir. Zira orda cem erenlerinin hem şafaatı hem hakkı vardır. Ve eğer bir sufi günahkar olsa, pir nazarına geçip günahın bağışlatsa ve bir kaç günahkar adamlar dahi günahlarını ele vermeden, o sufi ile dursalar bile, onları tekrar sormak erkan değildir. Zira, birinin yüzü suyuna, onu, onun yüzü suyu hürmetine, yüzü, yüzünün hürmetine, bini günahından geçilir.

Ve dahi pir nazarına gelen sufiyi yargılamadan mahrum göndermek erkan değildir. Bir sufu, bir sufinin evine varsa o sufiona izzet-I ikram etse, «sen de bana evine varınca, böyle ikram et» dese asla erkan değildir. Zira erkan Muhammed Ali´nindir. Sufi  o dur ki, verdiği lokmayı Hak Muhammed Ali için vere, bir kimseye anmaya.
Eğer anarsa riya olur. Zira ol amel Şeytan ile Yezid´den kaldı. Ve dahi sufi sufiye borç lokma vermek, verdiği lokmayı istemek asla erkan değildir; üstadsızlar ve pirsizler işidir.

Imam Cafer-i Sadık BUYRUĞU
 
Hazırlayan: Adil Ali Atalay, Can yayınlar, 5.Baskı
Ekleyen: =Seyyid Hakkı= 


Alevilikte Inanç - Seyyid Hakkı sayfamızı önerelim ve yönlendirelim. * YouTube, Alevilikte inanç-Seyyid Hakkı kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62 * YouTube, Hakk Dergahı TV kanalımız: https://www.youtube.com/@hakkdergahitv8618 * Facebook, Hakk Dergahı muhabbet grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241 * Fcebook, Hakk Dergahı Ilim Irşad sayfamız; https://www.facebook.com/profile.php?id=100057353323519 * WEB sayfamız, Alevilikte Inanç-Seyyid Hakkı; https://www.alevilikte-inanc.de/ * Facebook, Seyyid Hakkı özel sayfamız; https://www.facebook.com/SeyyidHakkiAL/ Aşk ile Canlar...