Üç soru, üç cevap...
Üç soru, üç cevap…
1- Alevilerde Şeriat varmıdır, varsa nedir?
2- Bir kişi, cemevi dışında ibadetini yapabilir mi ve bunun belli bir şekli var mıdır?
3- Kur’an-ı, okumamaya gerek var mıdır?
1- Alevilerde Şeriat varmıdır, varsa nedir?
Öncelikle Şeriat nedir? Ona bakalım.
Dinsel temellere dayanan inanç yasası yani Islamın, ahlak hukuku demektir.
Alevilerin şeriatı ile Sünni veya Şii/Caferi şeriatı aynı değildir.
Alevilerin inanç ahlak hukuku, Dörk Kapı Kırk Makam’a dayanır.
Buyruk ve Makalat’a göre dört ulu kapı vardır ve bu dört ulu kapıya bağlı kırk makam vardır. Birinci Kapı, Şeriat; Ikinci kapı, tarikat; üçüncü kapı, marifet ve dördüncü kapı, insan oğlunun erişe bileceği son kapı, hakikat kapısı’dır. Her ulu kapının kendisine has alt kurumları vardır. Bu kurumlar insanın ham ervahlıktan(Çiğ, olgunlaşmamış) olgun insan olma yollarıdır. Pirimiz Hünkar Hacı Bektaş "Kul Tanrı’ya kırk makamda erer, ulaşır, dost olur." der. Buda, zahiri dünyada; kendini bulmak, ikrar vermek, nefsini bilmekdir.
Muhammed Ali yolunda, hizmet bu dört kapıya yapılır, saygı bu dört kapıya gösterilir. Dört kapı: Hakk Yolu’nda yürüyen tarikat yolcusunun geçmek zorunda olduğu manevi aşamalardır. İrşadları olmayanlar, dört kapıda da dönektirler.
Şimdi Birinci kapı olan Şeriatın kuralları yani 10 basamağı nelerdir ona bakalım:
1. Iman etmek,
2. Ilim öğrenmek,
3. Ibadet etmek,
4. Haramdan uzaklaşmak,
5. Ailesine faydalı olmak,
6. Çevreye zarar vermemek,
7. Yolun emirlerine uymak,
8. Şefkatli olmak,
9. Temiz olmak ve
10.Yaramaz işlerden sakınmak.
Görüldüğü gibi Alevilerin Şeriat kapısı; Arayış kapısıdır, kendini bulma kapısıdır, ikrar kapısıdır, sorumluluk kapısıdır, irşad kapısıdır ama yaptırım kapısı değildir.
2- Cem ibadetinin dışında ibadet ve ibadet şekli varmıdır?
Ibadetin saat ve dakkası yoktur ve olamazda.. Çünkü Allah: „Beni,her an zikredin“ der. Bizler dara düştüğümüz zaman ne yaparız Allaha dua ederiz, yalvarır yakarırız. Ve sevinçli bir anımız da yine Allah’ı anar, zikreder ve şükürlerimizi kendisine bildiririz.
Ibadetin zaman ve mekanı olmadığı gibi şekil ve şeması da yoktur. Her insan, istediği yerde ibadetini yapabilir.
Yine Allah şöyle der: En güzel ibadet, yapılan en güzel muhabbettir. Muhabbet bir kişi ile olur mu? Elbetteki olmaz. O zaman en güzel muhabbet, toplumla olan muhabbettir. Ve dolayısiyle ibadetlerin iyisi de, birlik ve beraberlik içinde yapılan ibadetlerdir. Buna rağmen dileyen can evinde veya cem evinde toplum ile ibadetini yerine getirebilir.
Ibadetin şekli olmadığı gibi, ibadette okunan duanın, yapılan zikrin, tevhittin şekli de olamaz. Allah yapılan duaları kabul buyursun.
3- Kur’an-ı, okumaya gerek var mıdır?
Öncelikle şunu belirtelim ki, okumanın hiç bir kimseye zararı yoktur. Önemli olan okuduğumuzu, doğru algılamaktır. Din ahlak anayasası olan Kur’an-ı mana olarak, doğru bir şekilde algılamak oldukça zordur. Bu zorluğu aşmanın yolu; Inanç alfabesini bilmekle mümkündür, inanç ile iyi bir şekilde tanış olmak gerekir. Diğer bir imkan ise, bir rehbere başvurmak gerekir.
Özetlersek Allah’ın Kelamı, Kur’an-ı okumak ne suçtur ve nede günahtır. Tekrarlıyalım ki, önemli olan okuduğumuzu, tam manasıyla anlamaktır aksi takdirde yanlış sonuçlar doğurabilir…
Ehli Beyt yazarı ve Seyyid Seyfeddin Ocağı evlatlarından,
=Seyyid Hakkı=
Alevi inanç yolunda, hizmet sayfalarımız...
YouTube, ilim kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62
Facebook, Alevi Hizmet Dergahı grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241/
Fcebook, Alevi Ilim Dergahı sayfamız; https://www.facebook.com/Seyyid-Seyfeddin-Oca%C4%9F%C4%B1-sayfas%C4%B1-194839911064876/
WEB sayfamız, Alevilikte Inanç; https://www.alevilikte-inanc.de/
Facebook özel sayfamız; https://www.facebook.com/seyyidhakkiii