Gadir-i Hum ve önemi.
Gadir-i Hum ve önemi…
Gadr-i Hum, olayı nedir?
Hz.Muhammed Mustafa, Cebrail vasıtasıyla akıl boyutunun bittiği, ilahi aşk ile ulaşılan Allah’a en yakın makam Sidret-ül Münteha(Allah'a yaklaşmada varlıkların ulaşabileceği son sınır) geldiklerinde, Cebrail: “Ben buradan ileriye geçemem, geçersem yanarım” deyince; Hz.Muhammed Mustafa; “Öyleyse sen yerinde kal. Ben ezelden bu aşk yoluna canımı kurban koymuşum. Yanarsam tek başıma yanayım. Canını canından sakınan, cananını nasıl görebilir? Cananı uğrunda bu can feda olsun” diyerek ve Allah’ın huzuruna yanlız gider.
Hz.Muhammed Mustafa, son veda ziyaretinde islam tarihinde önemli bir olayı gerçekleştirmiştir. Bu çok önemli olay, Gadir Hum’da yaptığı konuşmadır(Hutbedir).
Hz.Muhammed Mustafa ve beraberindeki heyet Medine, Mısır ve Irak yol ayrımı olan Gadir-i Hum’a ulaştıklarında Melek Cebrail şu ayeti indirmiştir: “Ey Peygamber, Rabbi’nden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır.“ Bu ayet ile gelen ilahi emir;
Hz.Muhammed Mustafa’nın, kendisinden sonra Şahı Merdan Ali’nin halkın Velisi olarak tanıtmasını ve velayet hakkında nazil olanı, kendilerine tebliğ etmesini ve onların da, Şahı Merdan Ali’ye uymalarını farz kılmıştır.
Miracdan dönenlerden ilk grup Cuhfe’ye yaklaştığında Hz.Muhammed Mustafa, önde gidenlerin geri dönmesini ve geride kalanların da Gadir Hum bölgesinde onlara ulaşmasını buyurmuştur. Ve Cemaat, Hz.Muhammed Mustafa’nın buyurduğu yerde buluşurlar.
Hz.Muhammed Mustafa, cemaatin ortasında deve semerlerini üst üste koydurarak ve bu semerlerin en üstekinin üzerine çıkarak herkesin duyacağı şekilde yüksek bir sesle şöyle buyurmuştur: „Bütün övgüler Allah’a mahsustur; O’ndan yardım diliyor, O’na iman ediyor, Ona güveniyoruz. Nefsimizin şerlerinden, kötü amellerimizden Allah’a sığınıyoruz. Sapan kimseyi O’ndan başka kimse hidayet edemez; O’nun hidayet ettiğini ise, kimse saptıramaz. Allah’tan başka ilah olmadığına, benim de O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ediyorum.“
Daha sonra şöyle devam etmiştir:
Ey insanlar! Latif(yumuşak, hoş) ve Habir(tüm bilgilere hakim olan) olan Allah bana haber verdi ki, hiçbir Peygamber kendisinden önceki peygamberin ömrünün yarısından fazlasını yaşamamıştır; Ben, yakında Rabbimin davetine icabet edeceğim. Ben sorumluyum, siz de sorumlusunuz. O halde sizler, ne düşünüyorsunuz?
Halk; Biz senin tebliğ ettiğine, nasihatte bulunduğuna, çaba sarf ettiğine tanıklık ediyoruz. Allah sana mükafat versin.
Hz.Muhammed Mustafa; Allah’tan başka ilah olmadığına, benim de O’nun kulu ve elçisi olduğuna, cennet ve cehenneminin hak olduğuna, mahşer gününün geleceğine ve kabirde olanların dirileceğine şehadet ediyor musunuz?
Halk; Evet, buna şehadet ediyoruz.
Hz.Muhammed Mustafa; Allah’ım! şahit ol.
Yine Hz.Muhammed Mustafa, değerli ve büyük emanet Allah’ın kitabıdır. Bir tarafı Allah’ın elindedir, diğer tarafı ise sizin elinizdedir. O’na sımsıkı sarılın, sapmayın. Değerli küçük emanet ise, Ehli Beyt’imdir. Allah-u Teala bana bildirdi ki, Onlar havuzun başında bana ulaşıncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Bunların birbirinden ayrılmamasını ben de Rabbimden istedim. Onlardan, ne öne geçin ve ne de geride kalın, çünkü helak olursunuz.
Hz.Muhammed Mustafa, daha sonra Şahı Merdan Ali’nin elini tutup her ikisinin koltuk altları görülecek kadar kolunu yukarıya kaldırmıştır. Herkes onu görüp tanımıştır ve sonra şöyle buyurmuştur: „Ey Insanlar! Müminlerin, kendilerinden onlara daha mevla, kimdir?“
Halk; Allah ve Resul’ü daha iyi bilir derler.
Hz.Muhammed Mustafa; „Allah-u Teala benim mevlamdır, ben de müminlerin mevlasıyım. Ben, onlara kendilerinden daha mevlayım. Öyleyse ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır.“ Ve Hz.Muhammed Mustafa, bu cümleyi üç defa tekrarlamıştır.
Daha sonra şöyle buyurmuştur…
„Allah’ım, onunla dost olana dost, ona düşman olana düşman ol. O’nu seveni sev, O’na buğz edene buğzet. O’na yardım edene yardım et, ondan yardımını esirgeyenden yardımını esirge. O, nereye dönerse Hakk’ı onunla döndür. Sonrasında halka dönerek biliniz ki, bu sözleri hazır olanlar hazır olmayanlara bildirmelidirler.„
Halk, henüz dağılmadan Allah-u Teala şu ayeti indirmiştir; „Bugün dininizi kemale erdirdim, nimetimi size tamamladım ve din olarak, islamı size beğendim.“
Bunun üzerine Hz.Muhammed Mustafa, şöyle buyurmuştur; „Allah-u Ekber! Din kemale erdi, nimet tamamlandı, Allah benim risaletime ve benden sonra Ali’nin velayetine razı oldu“ der.
Daha sonra orada bulunan insanlar, Şahı Merdan Ali’yi tebrik etmeye ve kutlamaya başlamışlardır. Ebu Bekir ile Ömer, Şahı Merdan Ali’yi ilk kutlayan kimselerdendirler. Onlardan her biri; „Bu makam sana kutlu olsun ey Ebu Talibin oğlu! Sen, her mümin erkek ve kadının mevlası oldun“ demişlerdir.
Şahı Merdan Ali’yi kutlayıp “Sen, her mümin erkek ve kadının mevlası oldun“ diyenler daha sonra bu sözlerinde durmamışlardır yani Hz.Muhammed Mustafa’ya ve Şahı Merdan Ali’ye verdikleri ikrardan dönmüşlerdir. Bu iki yüzlülüğün arkasında yatan yeğane sebep ise; Arap kabile reislerinin tek endişeleri, “Gadir Hum” ahdi geçerli olup da Hz.Muhammed Mustafa’nın yerini Şahı Merdan Ali alırsa, Arap kabileleri üzerinde bir daha egemenlik kuramayacaklarını anlamış olmalarıdır. Aralarında türlü türlü hileler kurup, planlar düzenleyip, Allah’ın ve Hz.Muhammed Mustafa’nın emri olan “Gadir Hum Buyruğu”nu kısa sürede yok ederek, Hz.Muhammed Mustafa’nın emrini hiçe saymışlardır.
Arap kabile büyükleri baştan beri, Hz.Muhammed Mustafa’nın peygamberliğini ve O’nun islam anayasasını kabul etmemişlerdir. Etmiş gibi görünmeleri ise, gelişen islamın adı altnda; Kendi putperesliklerini, örf ve adetlerini geçekleştirmeyi daha kolay yapacakları hesabı yatıyordu.
Dolayısıyla din kaygılarını bir yana bırakarak, binbir hileler ve entrikalar çevirerek, Şahı Merdan Ali’nin velilik makamına gelmesine engel olmak, Hz.Muhammed Mustafa’yı ve gelişen islamı yıpratmaktır.Ve başarılı da oldular. Işte bugün Arap yarım adasında islam dininin perişan bir durumda olması, Emevilerin islam üzerinde oynadıkları oyunun sonucudur...
Ehli Beyt yazarı ve Seyyid Seyfeddin Ocağı evlatlarından,
=Seyyid Hakkı=
Alevi inanç yolunda, hizmet sayfalarımız...
YouTube, ilim kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62
Facebook, Alevi Hizmet Dergahı grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241/
Fcebook, Alevi Ilim Dergahı sayfamız; https://www.facebook.com/Seyyid-Seyfeddin-Oca%C4%9F%C4%B1-sayfas%C4%B1-194839911064876/
WEB sayfamız, Alevilikte Inanç; https://www.alevilikte-inanc.de/
Facebook özel sayfamız; https://www.facebook.com/seyyidhakkiii