Alevi Inancında Mürşidlik kapısı
Alevi inancında Mürşidlik kapısı
Imam Cafer-i Sadık buyuru ki: “Evlad-ı Resulden gayrisine pirlik etmek ve talip olmak caiz değildir. Yediği, içtiği haramdır. Murtadı tarikat, murtadı hakikattır. Ve hem irşadı ve biatı ve tövbesi makbul değildir. Çünkü evlad-ı Resulden biat yoktur. Semayesiz kalmıştır.
Mürşid; Irşad eden, doğru yol gösterendir. Alevi tasavvufunda manevi hizmet rehbersiz yapılmaz. Çünkü tasavvuf hem nefsi hem de ruh terbiyesidir. Yol taliplerinin eğitilmeye muhtaç olan kişinin ilk işi, kendine yol gösterecek bir mürşid bulması gerekir.
Alevilikte en üst dini kapı Mürşidlik kapısıdır, bir sonrası Pirlik kapısıdır, bir sonrası Rehberlik kapısıdır ve bir sonrası Taliplik (yol evladı) kapısıdır. Alevi toplumu içinde, Mürşid, Pir ve Rehber tümüne “dede” derler, dede olarak hitap ederler.
“Dede” lakabı Osmanlı hükümdarlığı döneminden bu yana vardır. Osmanlı dönemine kadar Seyyid olarak bilinirlerdi.. Seyyidlere çıkarılan ölüm fetvaları sonuçu seyyidler bu isme yakın “Dede” ve “Mir” sözcüklerini kullanmışlardır. Bu sözcüklerin manası; Yaşlı, olgun, erdemli, sözü para eden, saygılı kişi anlamındadır.
Mürşid toplumun her türlü halinden genel sorumlu kişidir.. Her soruna çözüm bulan ve çözendir. Dedelerin soyunun Şahı Merdan Ali’den ve dolayısiyle Hz.Muhammed’de dayanmaktadır. Bu sebeple dedeler seyyidirler. Seyyid olarak adlandırılırlar.
Her talibin bir rehberi-piri ve mürşid’i vardır. Talibin bağlı olduğu ocağın dedesi piridir ve Pirinin piri ise kendisine mürşiddir. Mürşidin görevi; Talibi irşat etmek, aydınlatmak ve bilgilendirmektir.
Imam Cafer-i Sadık buyruğuna göre: Bir dedenin talibini irşad edebilmesi için, dede çeşitli eğitim aşamalarından geçerek bilgi ve tecrübesini artırarak mürşidlik postuna oturabilir ve cem cemaat yaparak talipleri irşad etme hakkına sahip olmuş olur.
Alevi inancı taliplik üzerine kurulu olup, el ele el Hakk’a ilkesi vardır. Buda şu demektir; Her dedenin bir piri ve mürşidi vardır. Her dedenin görüle bileceği başka bir dede ocağı vardır. Böylece dedeler de, bir başka dede önünde hesap verir ve yargılanır yani görgüden geçmiş olur. Bu sebeple Alevi toplumu birbirinden haberdar ve sorumludurlar. Böylelikle toplum aşayışının tümünde suç işleme oranı yok denilebilecek derecede azdır.
Alevilikte mürşidlik kapısı, fertleri yargılayan bir cemaat mahkemesi olduğu gibi aynı zamanda Alevi toplumunun insanlarını bireysellikten kurtararak kuvvetli bir dayanışma meydana getiren manevi bir otoritedir. Bundan başka mürşidler, özellikle cem törenleri ile taliplere cemaat kültürünü, muhabbetini öğreterek, benimseterek, kültürleme ve eğitim fonksiyonlarını da yerine getirmektedirler.
Alevi inancında ikrar, bir mürşide/pire bağlanmak anlamına gelir. Mürşide/pire ikrar veren; Hz.Muhammed’de ve dolayısiyle Allah’a ikrar vermiş sayılır. Ve talip böylece, Hakk’a giden doğru yola ulaşmış olacaktır.
Imam Cafr-i Sadık buyuru ki: “Bir Pir, talibi irşad edemezse yani doğru yolu göstermezse, uyarmazsa ve talip de irşad olmazsa o, nasıl pir olur. Ve o, nasıl talip olur.”uyarısında bulunur.
=Seyyid Hakkı=