Alevi inancında, Dem ve Alkol...
Alevi inancında, Dem ve Alkol...
Alevi inancında, derin bir mana taşıyan DEM-DOLU ile Alkolü eş tutanlar vardır. Bu yaklaşım, büyük bir yanılgı teşkil etmektedir. Asıl yanılgı, içine düştükleri hata ve yanlışlıklardır. Bu yanlışlıklar, insanları yanılgıya ve yanlış bilgi algılamalarına götürmüştür.
Dem ile Alkolu ayrı ayrı ele alıp yanılgıların, yanlışların boyutunu ortaya koyalım.
Dem…
Farsça kökenli olup Batıni anlamda; Kamil insan’ın sözü, ruhani güç, tanrısal etkisidir yani Hakk kelamıdır, ilmidir.
Canab-ı Hakk, bütün canlıları sudan yaratmış/var etmiştir. Dolayısıyla Su hayattır, şifadır, arıtıcıdır, temizleyicidir, duadır, iletkendir, hayatın başlangıcı ve sonudur. Özetlersek zahiri alemde insanı arındıran, temizleyen sudur ve batıni alemde ise, Hakk kelamı olan ilimdir.
Kırklar ceminde; Selman-i Faris’in parstan keşkülüne koyup getirdiği üzüm tanesinin, Hz.Muhammed Mustafa tarafından ezilip Kırklara sunulan işte Hakk’ın ilahi kelamıdır, ilmidir. Çünkü ruhlar aleminde içmek, yemek hali söz konusu değildir. Bu da bize şunu göstermektedir ki, Dem; Paylaşmaktır, bir olmaktır, ruhen bir olmanın ölümsüzlük sembolüdür. Insanı, ölümsüz kılan da ilimdir. Ilim, kendini bilmektir. Kendini bilmek ise, Allah’ı bilmek ve hakikat ile beraber olmaktır.
Dem gülbengi…
Bismişah, Allah allah!
Ilim heybemiz dolu, aklımız aydınlanmış ola,
Okuduğumuz, Hakk kelamı ilmi ledun ola,
Okuyanlar şad, okumayanlara ışık ola,
Ilim kaynağımız Şahı Merdan Ali,
Yardımcımız Bozatlı Hızır ola,
Allah Allah, aklımız ve ruhumuz ilim muhabbetiyle nurlana.
Gerçeğin demine Huu, Veliullahsın ya Ali…
Alevi ozanı Mehmet Ali Hilmi Dedebaba; Kırklar ceminde sunulan demin, Allah’ın kelamından başka bir şey olmadığını şu dizelerinden daha iyi anlaşılmaktadır.
Ilm-i Ledün okur bize velimiz,
Hakk deyip, Hakk söyler bizim dilimiz,
Içirdi bade-i aşk'ı Ali’miz,
Saki-i Kevser'in mestanıyız biz.
Mehmet Ali Hilmi Dedebaba
Alkol…
Alkol, genel olarak sarhoşluk veren, ruhu bulandıran ve kendinden geçiren sıvı içkilerdir. Bu sıvı içkiler, kısaca alkol olarak adlandırılırlar.
Canab-ı Hakk, bütün nimmetleri kendi kulları için var etmiştir ve kendilerine sunmuştur. Elbetteki bu nimetler içinde iyi kötü, sağlıklı sağlıksız, acı tatlı, vs. vs. gibi farklılıklarıda beraberinden vermiştir. Tıpkı iyi insan ve kötü insan gibi. Faydalı ve faydasızlığın sınırını insanlar kerndileri belirlerler.
Bu sınırı aşmak veya tabii kalmak, insanların kendi elindedir. Fakat yüzdeliğe vurulunca statistiklere göre yüde 90% nı buna uymadığını veya kendini taşıyamadığını, topluma/kendine zarar verdiğini ve rahatsız ettiğini göstermektedir.
Görüldüğü gibi mesele, içki içmekte değildir. Mesele, kişinin içkili veya içkisiz iken hal ve davranışları meselesidir.
Peki Alkolün, sınırını çizebilirmiyiz veya böyle bir sınır var mıdır? Elbetteki vardır. Bu sınır toplumun rahatsız olmadığı, kimsenin zarar görmediği ve aynı zamanda kendisine zarar verip vermeme noktasıdır.
Halk dilinde bir deyim vardır “Içki, bütün kötülüklerin anasıdır.” ifadesi en doğru olanıdır. Çünkü Alkol, içen kişinin fiziksel sağlığını bozmasının yanında, ruhsal sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Toplum yapısını ve huzurunu olumsuz etkiler. Dolayısıyla suça tevşik eder ve suç oranını da artırır.
Özetlersek…
Alkol, insanın zihnini bulandıran ve sağlıklı düşünmesine engel olan bir sıvı maddedir. Dolayısıyla bir çeşit uyuşturucudur. Alkol etkisinde olan bir kişi, sağlıklı düşünemediği gibi sağlıklı hareket etmesi de mümkün değildir. Bu nedenlerden dolayı, alkol hem kullanan kişi ve hem de çevresi için tehlikeli ve zararlıdır.
Dem ve Alkol kavram manalarını, ortaya koyduktan sonra sormak gerekir…
* Ilahi kelamı ve zihni bulandıran bir sıvı maddeyi, aynı kefeye koymak, mümkün müdür?
* Birbirine zıt iki kavramı, bir kefeye koymak mantıken zulüm değil midir?
* Bu gerçekler karşısında kalkıp da Aleviler, cem erkanlarında içki içiyor demek yola haksızlık değil midir?
* Bunca zararlı bir madde ile Kerbela şehitlerine dökülen kanlı gözyaşlarını bir tutmak, ne kadar doğru olur?
* Kırkları Canab-ı Hakk’ın katına erdiren, birlendiren, birleştiren ilahi kelamı ve alkölü bir tutmak, hangi mantıkla bağdaşır? Elbetteki bağdaşmadığı gibi katılmak da mümkün değildir.
Aleviler, cem erkanlarında böylesine zararlı bir madde ile zikir yaptıklarını iddia etmek akıl işi değildir. Yapanlar varsa da onlar, Alevi yol ilminden nasibini almamıştır. Bu kişilere, Kerbela’daki katliamı hatırlatalım.
Deşti Kerbela'da şehid düşen şah Hüseyin!..
Derem, derem ne olur bir yudum su ver!..
Kucağında masum bebe ağlaşır durur,
Kerbela'da susuz canlar kavrulur!..
Derem, derem ne olur bir yudum su ver!..
Şah Imam Hüseyin aşkına!..
Yukardaki dizelerden de anlaşıldığı gibi zahir alemde, suyun değeri Kerbela katliamında daha iyi anlaşılır olmuştur. Yezid’in susuzluk fermanı, Pir Imam Hüseyin ve Ehli Beyt’i, ölüme mahküm etmiştir.
Cem erkanlarında dağıtılan su, içki değildir. Canab-ı Hakk’ın yüzü suyu hürmetine, Kerbela şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine vede ruhen bir olmanın ölümsüzlük suyudur. Yani kevser suyu olarak dağıtılan sudur. Bu kutsallığı alkol içkilerle eş tutmak, cehaletin insanlığa beslediği düşmanlıktan farkı yoktur.
Aşk ile, gerçeğin demine Huu…
=Seyyid Hakkı=
Seyyid Hakkı, Sosyal Medya Takip Hesaplarımız…
YouTube, ilim kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62
YouTube, Hakk Dergahı TV : https://www.youtube.com/channel/UCiYFRPz6s8F4dBXue1V8zVg
Facebook, Alevi Hizmet Dergahı grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241/
Fcebook, Ehlibeyt Ilim Mektebi sayfamız; https://www.facebook.com/Ehlibeyt-%C4%B0lim-Mektebi-194839911064876
WEB sayfamız, Alevilikte Inanç; https://www.alevilikte-inanc.de/
Facebook özel sayfamız; https://www.facebook.com/SeyyidHakkiAL