Ara, ara yine ara, lakin kendinde ara...
Ara, ara yine ara, lakin kendinde ara...
Pir Hünkar;
Aramadan bulunmaz,
Bulunmadan bilinmez,
Bilinmeden sevilmez,
Sevilmeden varılmaz,
Varılmadan da O olunmaz,
Kendini bul ki; O’nu da bulasın.
Kendini bulmadan O’nu bulamazsın,
Kendini görmeden O’nu göremezsin buyurmuştur.
Insan hayatı iki alemden ibaret olduğu bilimektedir, bunlar; Zahir ve batın yani bilinen ve bilinmeyen alemlerdir. Bu alemlerde aranması, bilinmesi gereken nedir veya insan kendini her iki alemde arayıp bulması mümkün müdür?
Üç kısım insan vardır...
Birinci kısım insanlar; Karnını doyurmaya çalışanlardır,
Ikinci kısım insanlar; Dünyada bir eser bırakma gayretinde olanlardır ve
Üçüncü kısım insanlar ise; Dünyada eser bırakanlardır.
Birinci kısım insanlar; Kendini aramak, bulmak, hayatın sebep ve manasına ulaşmak yerine tüm enerji ve gayretleri kendi bedenlerini tatmin etmeye yöneliktir. Bunu başardıklarında en mutlu insan olduklarını düşünürler ve böylece hayattan başka bir beklentileri de yoktur. Özetle günlük yaşama dayalı bir hayat mücadelesi söz konusudur.
Ikinci sınıf insanlar; Günlük yaşam mücadelesi yanı başında, insanlık alemi için bir eser bırakma arayışı içine girerler; Ne gibi faydalı bir eser, hizmet bırakabilirim amacı söz konusudur. Özetlersek geldikleri gibi de gitmek istemezler; Kendilerini toplumlarına, insanlara unutturmayacak eser veya hizmet bırakma gayretleri söz konusudur.
Üçüncü kısım insanlar ise; Eser, iz bırakanlardır. Örneğin Ulu Ozanlarımız, Halk ozanlarımız, Insanlık onuru için kendini kurban eyleyenler, hayata anlam ve mana verenler, insanların düşünmelerini sağlayanlar, mazlumdan yana zalime karşı duranlar, karanlığa ışık tutanlar, vs.
Bazı insanlar dünyevi alemde kendini bulamzlarken, eser ve iz bırakanlar; Her iki alem ilminden nasiplenmiş, aldıkları bu nasibi başkalariyle paylaşma mutluluğuna ulaşabilmişlerdir.
Özetlersek...
* Aranması gereken insanın kendisidir,
* Bulunması gereken insanın kendi değerleridir,
* Sevmenin ve sevilmenin sırrına varılmasıdır,
* Kendi değerinin farkına varabilen, ancak başka değerlerin de farkına varabilir,
* Kendi özüne yönelmeyenin, öz kaynağına varabilmesi mümkün değildir.
* Varılması gereken de, Hakk ve hakikatın kendisidir.
Dolayısıyla insan değerleri olan sevgiyi, muhabbeti, iyiliği, güzelliği, ilahi aşkı aramalıyız. Bu insani değerleri ararken uzaklarda değil, insanoğlu kendisinde aramalı. Çünkü aranılan, insanoğlunun kendisinde gizlidir.
Sonuç itibariyle kendi özüne yönelmeyenin, öz kaynağına varabilmesi ve onunla bütünleşmesi mümkün değildir.
Eğer bir insan, dünyanın kendi özünün yansıması olduğu bilincine varırsa ve vardığı an, dünyadan bağımsız yani kendi gerçeğine yakın olur. Çünkü insanoğlunun, dış ve iç olmak üzere iki alemi vardır. Dış alem hayal gücünden ibarettir ve iç alem ise, hakikatin kendisidir. Diğer bir deyimle zahiri alem, batın alemin dışa yansımasıdır.
Hakikati, hayali alemde aramanın mümkün olmadığına göre öze yönelmek gerekir. Özün dışına çıkıldığı zaman, hakikatten uzaklaşmaktır. O zaman ara, ara yine ara, lakin aradığını kendi özünde ara...
Ehli Beyt yazarı ve Seyyid Seyfeddin Ocağı evlatlarından,
=Seyyid Hakkı=
Seyyid Hakkı, Sosyal Medya Takip Hesaplarımız…
YouTube, ilim kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62
YouTube, Hakk Dergahı TV : https://www.youtube.com/channel/UCiYFRPz6s8F4dBXue1V8zVg
Facebook, Alevi Hizmet Dergahı grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241/
Fcebook, Ehlibeyt Ilim Mektebi sayfamız; https://www.facebook.com/Ehlibeyt-%C4%B0lim-Mektebi-194839911064876
WEB sayfamız, Alevilikte Inanç; https://www.alevilikte-inanc.de/
Facebook özel sayfamız; https://www.facebook.com/SeyyidHakkiAL