Alevilikte, Kul hakkı
Alevilikte, Kul Hakkı.
Kul Hakkı, insanların çeşitli nedenlerden dolayı bilerek veya bilmiyerek karşılıklı ilişkilerden birbirine geçen emekleri, alınteri, maddi ve manevi değerlerdir.
Allah, Kul Hakkı konusunda; „Ey Kulum! Bana iki hakla gelmeyin ve bağışlamam. Birincisi, bana „şirk“ yani ortak koşanı ve ikincisi ise, „Kul Hakkı“yla geleni af etmem“ der.
Kul Hakkı, iki çeşittir;
1- Allah’ın üzerimizdeki hakkı,
2- Kul Hakkı.
Allah’ın, üzerimizdeki hakkı;
1- Allah’ın varlığına/birliğine inanmak,
2- Hiçbir nesneyi, varlığı ona ortak koşmadan, emirlerine, tavsiyelerine uymak.
3- Allah’tan geleni gönül hoşnutluğuyla kabul edip, şükür etmek.
4- Allah’a korku yerine sevgi beslemek,
5- Bağışlayıcı, merhamet sahibi, tek hüküm O’nda olduğuna iman etmek,
6- Allah’ın rızasını-hoşnutluğunu-onayını kazanmak için; O’na gönülden ibadet etmek, kulluk görevini en güzel ahlaki ilkelere bağlı kalıp, edep ve erkan içinde yerine getirmekdir.
Kul hakkı ise, „Kul Hakkı ile huzuruma gelmeyin, bağışlamam“ emrini; Aleviler, yaşarlarken bu hakkı sorguluyorlar. Bu sorgulama ibadet evlerinde Pir huzurunda Hakk Meydanı olan cem meydanında yapılmaktadır. Bu ilke, Aleviliğin önemli temel ahlak ilkesinin mıhenk taşıdır. „Kul Hakkı“ aynı zamanda „rızalık“ anlamındadır. Rızalık alınmadan veya olmadan hiç bir işe başlanılmaz. Dolayısiyle „rızalık“ Seyyid Saadet evlad-ı Resül’e talip olanlar için çok önemli ve büyük mana taşımaktadır.
Taliplerden sorumlu olan Mürşid, Pir ve Rehber, öncelikle bu kişilerin üzerinde Kul Hakkı‘nın olmamasıdır. Üzerinde kul hakkı olan Mürşid veya Pir veya Rehber yol talibini irşad edemez, sorgulayamaz.
Imam Cafer-i Sadık buyurmuştur ki; „Pir ikidir. Pir-i kamil ve pir-i cahil. Pir-i kamil odur ki, Evlad-ı Resul’den ola. Evladı Resul’den olmakla da olmaz. Çünkü; Evladı Resul’ün bütün güzelliğini, bilgeliğini, turaplığını, sevgisini ve hoş görüsünü üstünde taşıyan o kişi piri kamildir. Üzerinde bu vasıflar bulunmayan Pir ise cahil pirdir“ der.
Rızalık üç temel ilkeye bağlıdır;
* Bireyin, kendisi ile rızası,
* Bireyin, toplum ile rızası ve
* Bireyin, Hakk Muhammed Ali yoluna olan gönül rızasıdır.
Ibadet erkanına başlamadan önce taliplerin hak ve hukuk sorgulamaları pir ve cemaat huzurunda yapılıp, rızalıkları alınır. Rızalık alındıktan sonra ibadet erkanına geçilir. Bireyler cemaatın huzurunda önce Allah’a teslimiyetini belirterek ve cemaatı da kendine şahit tutarak, kendini sorgulamaya tabii tutar. Rızalıkları alınmayan kişiler ise ceme, cem ibadetlerine giremez ve alınmazlar. Çünkü cemde ikrar önemlidir. Ikrar; söz/ahd vermedir. Kişinin Allah’ı kendisine şahit tutarak her türlü kötülükten uzak kalacağına ve iyiliklere hizmet edeceğine dair ikrar vermesidir.
Alevi cem ibadetlerinde; Hiçbir zaman rızasız lokma girmediği gibi; Kendi aile fertlerinin, kapı komşuların ve cemaatın rızalığı alınmadan hiç bir yol evladı cem erkanına alınmaz. Hakkında davacı olan yol evlatları da Hakk Muhammed Ali meydanında yargılanarak rızalıkları alınır. Nadir yanlışlıklar hariç. O yanlışlıklarda düşküne sayılır.
Allah‘ın da buyurduğu gibi Kul Hakkı, en kutsal değerdir. Hakk Muhammed Ali divanı olarak kabul edilen cem erkanında, Pir; “Burası Hakk meydanıdır. Özümüzü ve cümle benliğimizi ortaya koyduğumuz, dara çektiğimiz meydandır. Bu meydan yanlış ve doğruların bir birinden ayrıldığı ve haksızlığın, yanlışlığın, kırgınlığın giderildiği meydandır. Içinizde bir birinden razı ve hoşnut olmayan, dargın ve küskün varsa, beri gelsin, dile gelsin.” der. Ve hak hukuk neyse yerine getirilerek, kul kuldan razı edilir.
Özetlersek;
1- Ölmeden önce ölmek(dünyevi nefislerden uzaklaşmak),
2- Hesaba çekilmeden önce bireyin vijdanıyla hesaplaşması, hesabını pir huzurunda görmesi,
3- Allah’ın huzuruna kul hakkı ile gitmemek.
4-Toplum ve birey birbirleriyle alıp vereceklerinin hal edilmesi,
5- Anlı açık, yüzü ak, dürüst, mert, iyi huylu olmak,
6- Gerçek erenler safına katılmış “Insan-ı Kamil”lerden olmak,
7- Dökülen varsa doldurulmalı, ağlatılan varsa gönlü alınıp güldürülmelidir.
Dolayısiyle kul kuldan razı olursa, Allah'ta kuldan razı olur. Canab-ı Hakk bize, her daim için helal lokma nasip eylesin. Kul Hakkı, yiyenlerden eylemesin.
=Seyyid Hakkı=